1990’ların ortalarına gelindiğinde, teknoloji dünyasında büyük bir hareketlilik vardı ve video oyun konsolları ve bilgisayarlar hızla gelişiyordu.
Apple da bu fırsatı değerlendirmek için Japon oyuncak üreticisi Bandai ile bir ortaklık kurdu ve Apple Pippin adlı multimedya odaklı bir oyun konsolu geliştirmeye karar verdi.
Pippin internet erişimi, eğitim amaçlı uygulamalar ve müzik dinleme gibi farklı fonksiyonlara da sahipti ve bu şekilde rakiplerinden farklılaşıyordu.
Apple’ın amacı, kullanıcılarına bilgisayar benzeri ama daha uygun fiyatlı olan bir cihaz sunmaktı.
İlk sorun fiyattı! Pippin’in Japonya’daki satış fiyatı 650 dolar, Amerika’dakiyse 600 dolardı ve bu fiyat o dönemin en popüler konsollarının yaklaşık üç katıydı.
Ve Pippin, fiyatıyla doğru orantılı bir oyun performansı sunmuyordu.
Ek olarak Apple Pippin, oyun kütüphanesi açısından da oldukça yetersizdi ve o dönemde oyun konsolu alan kullanıcılar oyun çeşitliliğine çok önem veriyorlardı
Hâl böyle olunca Pippin, sınırlı oyun seçenekleriyle kullanıcıların beklentisini karşılayamadı.
Geliştiriciler de düşük satış potansiyeli nedeniyle Pippin için oyun geliştirmeye pek hevesli sayılmazdı ve bu durum, cihazın sunduğu oyun deneyimini olumsuz etkiledi.
Sony ve Nintendo gibi firmalar daha güçlü grafikler ve performans sunarken Pippin bu alanda da geri kalmıştı.
Bu eksiklik, oyuncuların gözünde Pippin’i dezavantajlı bir konuma itti.
Ek olarak, pazarlama stratejisi kapsamında konumlandırma konusunda da hata yapılmıştı.
Pippin’in oyun konsolu mu yoksa multimedya platformu mu olduğu tam olarak anlaşılmıyordu bu sebeple Apple Pippin için net bir kimlik oluşturamadı ve cihazın benzersiz özelliklerini kullanıcıya doğru bir şekilde anlatamadı.
Tüm bu sebeplerin sonucunda, Apple Pippin başarısızlığa mahkûm oldu ve Apple tarihindeki başarısız girişimler arasında yerini aldı.
Yorumlar (0)