Kalp, muhteşem bir pompadır. Aynı şekilde kalp damarları da kanı tüm vücuda dağıtır. Ancak bir tansiyon aleti kan basıncını ölçmeyi nasıl başarır?
Gelin, açıklayalım.
Bu ismin ik kısmı Yunanca kökenlidir ve nabız anlamına gelir. İkinci kısım ise basıncı ölçmek için kullanılan bir cihaz manasında kullanılır. Kişinin koluna sarılabilen kauçuk bir manşetten yapılan tansiyon aletleri, üç bölümden oluşur.
Hava ile şişirilebilen bir manşet, manşondaki (boru bağlantı parçası) hava basıncını ölçmek için bir basınç ölçer (manometre) ve brakial arterden (üst kolunuzda bulunan ana arter) kanın akışı sırasında çıkan sesi dinlemek için kullanılan bir steteskop.
Basınç ölçerin üzerindeki manşeti şişirmek için ise lastik bir pompa ve havayı dışarı atmak için bir düğme bulunur. Kan basıncını ölçmek için, manşet çıplak ve gerilmiş üst kolun etrafına yerleştirilir.
Üst kol, kan akışı durana dek şişirilir. Sonrasında hava, manşetten yavaşça boşaltılır ve kan tekrar koldan akmaya başlar. Akış başladığında ise kalpteki pompalama sırasında oluşan dalga, atardamarların damar duvarlarında bir çarpma sesi yaratır.
Sonrasında oluşan ses, steteskop sayesinde duyulur veya elektronik bir cihazda ekrana yansır. Ayrıca bu çarpma sesi ilk kez duyulduğunda, sistolik kan basıncının yani büyük tansiyonun sesi duyulmuş olur.
Bu çarpma sesi durduğunda ise yani son defa çarptığında, basınç ölçerden diyastolik kan basıncını yani küçük tansiyonu öğrenmiş olursunuz. Özetle bir tansiyon aletinin ölçüm mekanizması bu şekildedir.
Yorumlar (0)