Lina’nın hikâyesi, sadece tıp dünyasında değil, toplumsal açıdan da büyük yankı uyandırdı.
Peki ama o yaşta nasıl anne olabilmişti, babası kimdi?
Annesi, Lina’nın karnının anormal derecede şiştiğini fark ettiğinde, ilk başta bunun kötü bir tümör olduğunu düşündü. Ailesi, Lina’yı başkent Lima’da bulunan hastaneye götürdü. Doktorlar, küçük kızın 7 aylık hamile olduğunu teşhis ettiklerinde ise gözlerine inanamadılar. Olay, dünya çapında bir şok dalgası yarattı.
Lina’nın göğüslerinin gelişmiş, kemik gelişiminin ileri ve kalçaların normalden geniş olduğu, bu yüzden de âdet görmeye başladığı, hatta cinsel olgunluğa eriştiği ortaya çıktı.
Yapılan incelemeler, Lina’nın 5 yaşında hamile kaldığını ve kısa süre sonra doğum yapacağını gösterdi. 14 Mayıs 1939’da Lina, sezaryen yöntemiyle sağlıklı bir erkek bebek dünyaya getirdi.
Bebeğe, doğumu gerçekleştiren doktorun adı yani "Gerardo" verildi ve bu mucizevi doğumun ardından Lina’nın hayatı geri dönülmez bir şekilde değişti.
Bu olağanüstü durumu ancak 10 yaşındayken öğrendi. Lina, yaşadığı bu travmatik deneyime rağmen hayatına devam etti ve toplumsal baskılara rağmen oğluna iyi bir anne oldu. Gençliğinde doktorunun yanında sekreter olarak işe başladı ve oğlunun iyi bir eğitim alması için elinden geleni yaptı.
1970’lerin başında ise evlendi ve 30 yaşında ikinci oğlunu doğurdu. 2002’ye kadar hâlâ aynı adamla evli olduğu biliniyor ancak sonrası kayıtlara geçmiyor.
Bu durumun nasıl gerçekleştiği ve Lina’nın babasının kim olduğu, uzun süre tartışıldı. Hatta babası bile suçlandı ve tutuklandı ancak serbest bırakıldı ki babası şiddetle böyle bir şey yapmadığı konusunda karşı çıkmıştı.
Lina, hamileliğinin nasıl gerçekleştiği hakkında hiçbir şey hatırlamadığını söyledi. Polis, ailesini ve köydeki diğer erkekleri sorguladı ancak kimseye suç isnat edilemedi. Bu olay, Lina’nın hayatı boyunca bir sır olarak kaldı.
Peru hükûmeti, Lina’ya ve oğluna destek sağladı. Lina, sessiz ve sakin bir yaşam sürdü, medya ilgisinden kaçındı, kimseye röportaj vermedi. Oğlu Gerardo ise 40 yaşında kemik iliği hastalığından vefat ettiğinde Lina büyük bir acı yaşadı.
Kendi hayatı boyunca sıradan bir insan olarak kalmayı başaran Lina, bu olağanüstü olayın izlerini hep taşıdı.
Her 10 bin çocuktan yaklaşık birini etkileyen bu olağanüstü durum, erken yaşta cinsel olgunlaşma konusundaki araştırmalara ivme kazandırdı. Çoğu zaman erken ergenliğin nedeni tespit edilemese de bazı araştırmalar cinsel tacize uğramış genç kızların daha hızlı ergenliğe girebildiğini buldu.
Aynı zamanda Lina’nın öyküsü, çocuk istismarı ve cinsel suçların üzerine daha fazla eğilinmesine yol açtı. Lina’nın yaşadığı travma, çocukların korunmasının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Yorumlar (0)