Dini inançların en az 11.600 yıl öncesine uzandığını Göbeklitepe sayesinde biliyoruz. O yıllarda dahi bir düşünce akımı, insanları bilinen en eski tapınağı inşa etme konusunda motive etmiştir.
Muhtemelen bir tapınak inşa edilmeden önce de insanların aklında hep bu sorular vardı: Bir tanrı var mı, varsa neye benziyor, bizi o mu yarattı, yoksa evrenin kendisi mi bir tanrı? İşte insanlık bu soruların cevaplarını ararken aşağıdaki düşünceleri oluşturdu ve kitleler kendilerine uygun bulduklarını benimsedi.
Daha kesin tanımıyla tanrının doğasını ve evrenle tanrı arasındaki ilişkiyi açıklayan; kişisel, mevcut ve aktif olarak evrenin kuruluş ve yönetiminden sorumlu bir tanrı betimlemesi içeren, bu tanrının çeşitli yollarla din gönderdiğini savunan öğretidir. Bu yaklaşıma göre tanrı, dünya ve insanlar ile sürekli ilişki içerisindedir. En popüler
Doğruluğuna inanılan gerçekliği inanç yoluyla açıklamayı kabul etmeyen bir felsefi düşünce akımıdır. İnanç koşullanmalarını, hayali yaratıkları ve olayları reddeder. Ateist bakış açısıyla tanrının yanı sıra tüm metafizik inançlar ve tüm ruhani varlıklar da reddedilir.
Panteistler kişileştirilmiş ya da antropomorfik bir tanrıya inanmazlar. Panteizm, genellikle monizm ile ilişkili bir kavramdır. Panteizmde her şey tanrının bir parçası olarak kabul edilir, Tanrı her şeydir ve her şey tanrıdır. Tanrı doğada, nesnelerde, insan dünyasında vardır.
Panteizmde olduğu gibi evrenin kendisinin tanrı olduğunu, panteizmden farklı olarak da ilk devindirici olan tanrının evren ve tüm varlıkları özünden yarattığını ve evrenden üstün, evrenin bilincinde mutlak ve değişmez bir varlık olarak egemen olduğu inancıdır.
Mantık ve doğal dünyaya dair gözlemlerin kaynağını oluşturduğu; dine akıl yoluyla ulaşılabileceğine inanan, bu sebeple vahiy ve esine dayalı tüm dinleri reddeden tanrı inancıdır. İnanışın tanımlanmasında kullanılan doğal din ya da doğal inanç kavramları, hiçbir aracı olmaksızın sadece akıl yoluyla kavranabilecek yalın bir tanrı inancını belirtir.
Görseldeki film: I Origins (2014)
Agnostisizmin iki türü vardır. Zayıf agnostisizme göre hiç kimsenin tanrı hakkında bir bilgisi yoktur, ancak bu belki bilinebilir; güçlü agnostisizme göre ise tanrı hiçbir şekilde bilinemez. Agnostisizm genel olarak olaylara kuşkucu yaklaşır, kuşkucu sorular sorar ve yanıtları kuşku ile bulmaya çalışır.
Varlığı ve yokluğu tartışılan "tanrı" kavramının tanımında bir tutarlılık bulunmadığını, tutarlı bir tanımı bulunmayan bir kavramın da varlık yokluk açısından tartışılmasının anlamsız olduğunu öne süren teolojik konumdur.
Maddecilik, özdekçilik veya materyalizm, her şeyin maddeden oluştuğunu ve bilinç de dahil olmak üzere bütün görüngülerin maddi etkileşimler sonucu oluştuğunu öne süren, a priori* olan hiçbir metafiziksel kavram kabul etmeyen felsefi kuramdır. Bir diğer deyişle madde, var olan tek töz*dür. Maddecilik "fiziksel maddenin tek veya esas gerçeklik olduğu" yönündeki kuramdır.
*A priori, kelime anlamı olarak önsel demektir. Ancak genel kullanım alanı olan felsefede, "deneyden önce olan" anlamında kalıplaşmıştır.
*Töz, değişen yüklemlere desteklik eden değişmez gerçeklik; "kendi kendisiyle, kendi kendisinde var olan" anlamındaki felsefi kavram.
Çoktanrıcılık da denen politeizmde birden çok tanrıya inanılır. Sözcük, etimolojik açıdan, Yunanca poly (çok) ve theoi (tanrı) sözcüklerinden türemiştir.
Monolatrizm, bir politeizm tipidir. Monolatrist bir kişi birden çok panteonun varlığına inanırken bunlardan sadece kendisinin bağlı bulunduğu inancın panteonun kendisini etkileyeceğine inanır.
Henoteizm, din ve felsefede, Max Müller tarafından çıkarılmıştır. Yunanca heis theos, "bir tanrı". Müller’e göre bu, "prensipte monoteizm, gerçekte (uygulamada) ise politeizm"dir.
Birçok tanrının var olduğuna inanmakla birlikte, bu tanrıların her birinin sadece kendisine tapan kişilere karşı güçlü olduklarını kabul eden monolatrizmden farklı olarak, birçok tanrıya yıl içerisinde belirli zamanlarda tapılan inanç sistemidir.
Görseldeki mini-dizi: Childhood’s End (2015)
Disteizm kelimesi, Yunanca "Dys-" (kötü) ve Theos (tanrı) sözcüklerinden oluşmaktadır.
Monoteizm sözcüğü, etimolojik açıdan, Yunanca mono (tek) ve theoi (tanrı) sözcüklerinden türemiştir.
Bu öğretilerin tamamında iki temel maddenin (genelde zıt) bulunduğu yer alır. Bu iki temel madde, özellikle de zıt güçler veya varlıklar olabilir.
Genel anlamda dişi-erkek, iyi-kötü ya da aydınlık-karanlık olan bu çiftler, Çin düşüncesinde Yin-Yang, Hint düşüncesinde Tamus-Satva, Zerdüştilik inancında Ahura mazda-Angra mainyu olarak tasavvur edilir.
Genellikle monizmin panteizm, panenteizm ve içkin bir tanrı inanışı ile ilişkili olduğu düşünülür. Ayrıca, saltçılık (absolutizm) ve monad da monizmle yakından ilgilidir. Pisagor da monist olarak bilinmektedir. "Bir" sayısı Pisagor’a göre mutlak ve kutsaldır.
Görseldeki film: Prometheus (2012)
Teistik veya ateistik olmayan bir din felsefesidir. Evren yaratıldı/başlatıldı, ama şu an kendi kendine ilerleme halindedir.
Apateizm (apati ve teizm/ateizm kelimelerinin birleşimi), tanrıumursamazlık, pragmatik ateizm veya (eleştirel olarak) pratik ateizm; herhangi bir deiteye olan inanca veya inançsızlığa karşı ilgisizliktir. Apateizm tanrı(lar)ın varlığına veya yokluğuna yönelik bir tutumu tanımladığından hem teizmde, hem ateizmde görülebilir. Apateistler aynı zamanda tanrı(lar)ın var olup olmadık(lar)ına dair herhangi bir yargıya katılıp katılmamakla ilgilenmemektedirler.
Letsist bir kimse ona yöneltilen "Tanrıya inanıyor musunuz?" sorusuna "Hayır, ama bir şeyler olmalı." şeklinde yanıt veren kimsedir.
Hiçbir dinin hakiki inanç olmadığına ancak her dinde/inançta hakikatin bulunabileceği inancıdır. Bütün dinlere saygı duyulur.
Yorumlar (0)