Yıllardır sürekli yabancı dillerden dilimize geçen alıntı ve kullandığımız yabancı sözcüklerin dilimizi körelttiğini söylüyor ve tartışıyoruz.. Ancak pek çoğumuz, dilimizden diğer dillere geçen verinti sözcük sayısının azımsanmayacak kadar çok olduğunun farkında değil.
Özellikle yabancı dil odaklı bir dizi, film izlerken yiyecek ve içecek gibi hayatın çok içinden günlük sözcüklere denk gelebiliyoruz. Bunlardan bazıları da dilimize has sözcüklerden. Fakat bu kategorinin dışında pek çok kelime bulunuyor. Şimdi hep birlikte tarih boyunca en çok etkileşimde bulunduğumuz kültürlerin dillerine geçmiş olan bazı verinti sözcüklere göz atalım.
Romence, Sırpça ve Bulgarca abanos, Ermenice ve Arnavutça abanoz şekillerinde ve “abanoz ağacı; ağır ve kalın kereste; güçlü, kuvvetli” anlamlarını korumuştur.
Yalnızca Yunanca baltas şeklindeyken Bulgarca, Macarca, Farsça, Çekçe, Sırpça, İtalyanca ve Arnavutça dillerinde de balta "kesici alet, odun baltası" anlamında bildiğimiz şekilde kullanılıyor. Rusça balta “bir tür ince balta; uzun saplı küçük balta” anlamında kullanılmış ve baltanın her türü için ufak değişikliklerle aynı kelimeden türetilen balda; balodka ifadeler kullanılmıştır.
Ermenice güvercin kelimesi değişmemişken, Macarca kökercsin ve Bulgarca gyuvencir şekliyle bu dillere geçmiştir. ?
Yunanca halvas, Romence halva, Ermenice ve Çekçe helva, Bulgarca ve Macarca havla şekillerindedir ve anlamını korumuştur. Almanca havla şeklinde “Doğu’ya özgü bir tatlı çeşidi” olarak adlandırılırken İngilizce halva, halvah, halwa gibi birden çok şekilde bulunuyor ve "tahin helvası" anlamında kullanılıyor.
Ermenice inni, Arnavutça inxhi, Farsça incü, Rusça jemçug, Macarca gyöngy gibi şekillere dönüşüp “inci” anlamını korumaya devam etmiştir.
Geçtiği dilde ufak değişimlere uğrayarak Ermenice meydan Romence maidan, Bulgarca megdan, Yunanca meydani, Arnavutça mejdan? şekillerini alan kelime “meydan, alan, açıklık yer; boş zaman; fırsat” anlamlarını korumaya devam etmiş.
Ermenice irişvet, Romence ruşfet, Arnavutça ryshvet, Yunanca rusfeti, Bulgarca ruşvet gibi şekillere dönüşmüş ancak “yasal olmayan hediyeyi alma veya verme” anlamını yitirmemiştir.
Ermenice saray olarak hiç değişmeden kullanılmıştır. Rusça saray kelimesi “ambar; odunluk; depo; han”, Bulgarca saray kelimesi "resmi daire" anlamlarında da kullanılmış. Macarca szaraj kelimesi saray anlamının dışında büyük otel ifadesini de karşılamıştır. İtalyanca seraglio, Almanca serai, Fransızca serai-serail “saray, padişah sarayı; Türk sultanlarının sarayı; imparatorluk sarayı" gibi anlamları karşılamaktadır.
Rusça yasak kelimesi “yasak, yasaklama ünlemi; iz, işaret, parola; haraç; vergi” gibi çoklu anlamlarda kullanılıyor. Ermenice yasah, Bulgarca yasak, Sırpça jasak, Arnavutça jasak, Yunanca yasaki şekillerinde geçmiş olup “yasak; men etme; bir şeyin yasak olduğunu bildiren emir” anlamlarını kaybetmemiş.
Ermenice zengin, Bulgarca zengin-in, Sırpça zendil, Arnavutça zengjin, Makedonca zingin Yunanca zengini şekillerinde yer alan kelime “zengin, varlıklı” anlamını korumuştur.?
Arnavutça balkunoi, Ermenice, Bulgarca ve Sırpça balkon, Romence ve Fransızca balcon şekillerinde ve binaların dışındaki kat çıkıntısı anlamlarında kullanılmıştır. Almanca balkon ve İngilizce balcony şekillerinde yer alan kelime, kendi anlamına ek olarak sinema ve tiyatroların iç kısımlarındaki asma kat anlamında da kullanılıyor.
Elbette bu kelimelerden çok daha fazlası bulunuyor. Biz bu içeriğimizde sizler için en bilindik olan sözcükleri derledik.
Yorumlar (0)