Aranızda hatırlayanlarınız, hatta seyahat etme imkânı bulanlar bile vardır eminiz. Bu şirket, uçakbüs olarak piyasada yerini almışken rakiplerini tabiri caizse sollayarak ulaşım sektörüne yepyeni bir soluk getirmişti.
Sağladığı imkânlar, kolaylıkla ve ultra konfor, bir otobüs yolculuğunun nasıl böyle bir hizmete sahip olduğunu sorgulatır cinstendi. Ta ki birkaç yıl sonra adını piyasadan sildirene dek…
Başlarda her şey, oldukça yolundaydı. Bu firma ile yolculuk yapan herkes, uçakla seyahat etmeyi bırakır olmuştu. Yolculuğa 6 otobüsle başlayan firma, Mercedes Travego otobüslerini özel olarak dizayn etmişti, yani sıradan bir otobüse benzemiyordu.
İstanbul’da 2, Ankara’da 1 terminali bulunan Vivalines, başlangıçta yalnızca Ankara ve İstanbul arasına seferler düzenliyordu. Bu otobüslerin her biri, günde 3 sefer; günde toplam 18 sefer düzenleniyordu.
İlk seferi 16 Şubat 2017’de gerçekleşen Vivalines, başlangıçta 60 ila 65 Türk lirası arasında bir bilet fiyatlandırmasına sahipti. Yönetim kurulu başkanı Bülent İpek, kara yolu taşımacılığına bambaşka bir soluk getireceğinden söz ediyordu. Dolayısıyla bu konfor, hava yolu taşımacılığında mevcuttu.
İnsanların alıştığı hava yolu taşımacılığı konforu, Vivalines ile kara yoluna entegre edilmeye çalışıldı.
Diyelim ki bir yolculuk yapacaksınız ve elinizde biletiniz var. Terminale ulaşmak için 10 liralık bir fark ödeyerek VIP araçla ulaşım sağlayabiliyordunuz. İniş yaptığınız andan itibaren biniş kartınız oluşturuluyor, aynı şekilde bagajlarınız da biniş kartınızla eşleştiriliyor.
Tıpkı havaalanına giriş gibi, burada da bagajınızı bir x-ray cihazından geçiriyor ve lounge alanınca keyfinize bakıyorsunuz. Bahsedilene göre o dönem için otobüs firmasında bu lounge hizmeti, dünyada bir ilkti.
Hizmette sınır tanımayan firma, tüm yolcularına göz bandından çoraba kadar içerisinde yolculuk boyunca ihtiyaç duyulabilecek pek çok şeyi barındıran bir seyahat kiti veriyordu. Yolcularına bu kadar önem veren bir şirket, koltuk mesafesini de hesaba katmıştır değil mi?
Tam da düşündüğünüz gibi, uzun yolculuklarda hepimizin kâbusu olan koltuk mesafesi, Vivalines sayesinde olabildiğine genişletilmişti. Siz seyahatin keyfini çıkarırken tablet, dergi, gazete ya da internet hizmetinden de faydalanabiliyordunuz. Üstelik bunlar, otobüste bulunan mutfak ve tuvalet hizmetinin yanında hiçbir şeydi!
Başlangıçta herkes için her şey aslında çok iyiydi. Ta ki adını bir kazaya karıştırana dek. Vivalines’ın otobüsü, 2017’nin kasım ayında Bursa’da bir kaza yaptı. Yolcuların söylediklerine göre kaza, şoförün seyir hâlindeyken bir şeyler yemesiyle gerçekleşmişti. Can kaybı yaşanmayan kazada Vivalines, büyük bir prestij kaybı yaşamıştı.
Üstelik iş modeli de giderek kötüleşmiş, yolcuların yorumları olumsuza evrilmiş, verilen hizmetlerin birçoğunun artık verilmediği gözlemlenmişti. Çok geçmeden 6 Ağustos 2018’de Vivalines, tüm faaliyetlerini geçici olarak durdurdu. Sebebinin bir ortaklık olduğu açıklansa da bazı söylemlere göre firmanın Kamil Koç’a devredildiği de söyleniyordu.
Gerçeğin ne olduğunu bilemiyoruz, ancak küçücük bir hatanın, Türkiye için oldukça önemli ve prestijli bir firmayı bile piyasadan nasıl sildiğini şimdi daha iyi anlayabiliyoruz.
Yorumlar (0)