24 Şubat 2022’de Rusya Federasyonu’nun Türkiye saatiyle sabah saat 4’te Ukrayna’ya karşı bir ’özel askerî harekat’ başlattığını duyurmasıyla ve 200 bine yakın bir işgal gücüyle saldırmasıyla patlak veren Rusya-Ukrayna Savaşı, bugün 1. yıldönümüne girdi. Aradan geçen 1 yılda kimi asırlık jeopolitik dengeler ve kimi siyasi tabular tarih oldu. Tüm dünyayı büyük ihtimalle en çok şaşırtan asıl şey ise, savaşın beklendiği gibi hızlı bir Rus zaferiyle sonlanmayışıydı.
Şimdiye kadar neler yaşandı? Ukrayna’da şu anda hayat nasıl? Ukraynalılar ne düşünüyor? Webtekno ekibi olarak, tüm bu soruların yanıtlarını sizler için araştırdık ve halkın günlük hayatı ve görüşleri hakkında bilgi alabilmek için Ukraynalı arkadaşımıza ulaştık.
Her şey, 2014’te Ukrayna’da yaşanan ve aylar süren Avromeydan Devrimi sonucunda Ukrayna’nın Rusçu devlet başkanı Viktor Yanukoviç’in devirilmesiyle başladı. Avrupa Birliği ile ticaret ilişkilerini geliştirmeye çalışan Viktor Yanukoviç, Rusya Federasyonu’nun Ukrayna’ya ambargo uygulaması üzerine halkın itirazlarına rağmen bu kararından vazgeçmişti.
Yanukoviç’in devrilmesi Rusya’nın desteklediği Rusçu militan grupları, üniforma değiştirerek Rusçu gruplara katılan Rusya Federasyonu Silahlı Kuvvetleri birlikleri ve Ukrayna Silahlı Kuvvetleri arasında, Ukrayna’nın doğusundaki Donbas bölgesinde 2014’ten 2017’ye kadar çatışmalar yaşanmıştı. Doğudaki çatışmaların yarattığı karmaşalar esnasında Rusya, hızlı bir şekilde Kırım’ı da ele geçirmişti.
En başta tüm Donbas’ı ele geçirmeye ve Ukrayna hükûmetini devirmeye çalışan Rusçu güçler, uzun çatışmalara rağmen bölgenin sadece yarısından az bir kısmını ve önemli yerleşimlerden sadece Donetsk’i ve Luhansk’ı ele geçirebilmişlerdi.
Askerî yığınakların gerçekleştirildiği yerler Rusya-Ukrayna sınırı, Belarus-Ukrayna sınırı, Donbas’ın kontrolden çıkan yarısı ve yine 2014’te ele geçirilen Kırım idi.
24 Şubat 2022’ye gelindiğinde 200 bini bulan ve savaş çıkacağından henüz habersiz Rus birliklerine, Türkiye zamanıyla sabah saat 4 sularında aniden sınırı geçme emri verildi. Üstteki videoda, sınırı geçen birliklere ve Rus ordusunun bombardımanlarına yer verilmiş.
Kısa sürede ülkenin güneyini tamamen ele geçiren ve kuzeyde Ukrayna’nın başkenti Kyiv’in kapılarına dayanan Rus ordusu, Kyiv’in tam kuzeybatısındaki Buça, İrpin ve Moşçun şehirlerinde haftalarca süren çatışmalara rağmen başkente giremedi.
Rus askerî konvoylarına FGM-148 Javelin roketatarlarıyla ve Bayraktar TB2’ler ile saldıran Ukrayna ordusu, Mart ayının sonlarına doğru Rus ordusunu en nihayetinde başkentin eteklerinden tamamen geri püskürtmeyi başardı.
Rus ordusu, odağını az önce bahsettiğimiz doğudaki Donbas bölgesine ve Herson gibi Ukrayna’nın güneyindeki kentlerine çevirdi.
Bu ani odak değişikliğine gerekçe olarak Kyiv’e gerçekleştirilen saldırının oyalama amaçlı olduğunu ve asıl hedeflerinin Ukrayna’nın güney toprakları ve Donbas olduğunu açıkladılar. Fakat Kyiv için çok büyük bir mücadele vermiş olmaları, ilk iddiayı pek mümkün kılmamaktadır.
Rus saldırılarının verdiği hasar nedeniyle savunmayı bile kendini savunup savunamayacağı bile tartışma konusu olan Ukrayna, yılın sonlarına doğru neredeyse eş zamanlı iki ayrı taarruz düzenleyerek savaşı kendi lehine çevirmeyi başardı.
Doğudaki Harkiv ilinin neredeyse tamamını ve savaşın başlarında tamamen atıldıkları Luhansk ilinin kuzeybatı ucunu kısa sürede geri alan Ukrayna ordusu, kısa süre sonra ülkenin güneyinde Rusya’nın Şubat’tan bu yana ele geçirdiği en büyük şehir olan Herson’u da geri almayı başardı.
Gönderdiği birliklerin büyük bir kısmının etkisiz hâle getirilen Rusya, orduyu yasal zorluklarla uğraşmadan gönderebilmek adına Eylül’ün sonlarına doğru şaibeli referandumlar gerçekleştirerek çoğunluğunu ele geçirdiği 4 ili ilhak ettiğini duyurdu.
Yılın sonlarına doğru taarruz kapasitesinin büyük bir kısmını kullandığını ve Ukrayna’nın güneyinde dahi kaybetmeye başladığını fark eden Rusya, bu sefer odağını sadece Donbas’ın bazı köylerini ele geçirmeye çevirdi.
Çatışmalar, şu anda Donetsk ilinin kuzeybatısındaki Bahmut yerleşimi ve etrafında devam etmektedir ve iki taraf da pek bir ilerleme gösterememektedir. Bahar geldiğinde iki tarafın da taarruza geçmeyi planladıkları bilinmektedir.
Şubat’tan bu yana Ukrayna halkı, hemen her gün Rus bombardımanına ve bombardımanlardan kaynaklı elektrik ve su kesintilerine maruz kalmaktadır. Bu kesintilere ilaveten, ülkenin üzerinde bir hava trafiği kalmadığı için tüm ihtiyaçlarına artı sınır kapılarından erişmeleri gerekiyor. Dolayısıyla artık ülkeye girmek dahi, elçilik veya konsolosluk onayı alınmadığı sürece mümkün değil.
Son zamanlarda çok sık elektrik ve su kesintisi yaşayan Ukrayna halkı, hayata kaldığı yerden devam edebilmek için çeşit çeşit yöntemlerle hayatta kalmaya çalışıyor. Bunlardan şu anda en yaygın benimsenenleri:
Hayatta kalmak için benimsenen yöntemlere ve alınan tedbirlere ilaveten toplum ve devlet, her gün aktif bir şekilde çalışan sivil toplum kuruluşları ve ekonominin savaş için seferber edilmesi ve müttefik ülkelerden gelen yardımlar sayesinde ayakta durabilmektedir. Başka bir deyişle, her meslekten kimseler kendilerince bir şekilde devleti ve orduyu desteklemeye çalışıyor.
En başta bize görüşlerini bir video çekerek aktarmak isteyen, kesintilerden dolayı videosunu iletemeyen bir arkadaşımız olan Vladislav’a teşekkür ediyor, sözü kendisinin çevirdiğimiz şu sözlerine bırakıyoruz:
Özellikle de 6 Şubat depremleri sonrasında yaşadığımız yıkımlar dolayısıyla Ukrayna halkının acılarını paylaşıyor, kendilerine sabır ve kayıpları için baş sağlığı diliyoruz.
Yorumlar (0)