Küçük bir mantık yürütmeyle harf notlarının İngilizce karşılıklarının bir kısaltımı olarak düşünebiliriz. Ki eminim çoğumuz böyle düşünüyor. Aslında bu pek de yanlış sayılmaz, F harf notu “failure” yani başarısız kelimesinin baş harfinden gelir. Öyleyse E harfi de mükemmel anlamına gelen “excellent” kelimesinin baş harfi olarak neden kullanılmıyor?
Her bölgenin sistemi farklı olsa da genel anlamda mantık şudur: E’yi atlayıp, F’yi kırık not olarak ayrı tutmak. Çoğu okulda A, B, C ve D alırsanız geçersiniz ve bu harf notlarının her okul ve bölgede puan karşılığı farklı olsa da F harf notu, bölge ve okul fark etmeksizin aynı sonucu verir: Dersten kaldın!
Günümüzdekine benzer not ölçüm modelini ilk kullanan okul, Massachussetts’te Mount Holyoke College adında kadınlar için kurulmuş bir üniversiteydi. Bu okulda da harf notu sistemi kullanılıyor ve hatta 1887’ye kadar harf notu, A’dan E’ye kadar uzanıyordu.
A, B, C ve D geçer not iken E o dönemde kırık not olarak kabul edilmişti. Belli bir süre sonra F de bunların arasına eklendi.
Madem E harf notu başarısızlığı simgeliyor, neden yanına bir de F eklendi?
Bir öğrenci, genel başarısı %75’in altındaysa F alıyordu; F harf notu eklenmeden önce en düşük başarı oranını gösteren not E idi. Okul, not ölçümündeki değişikliği bir geçer not daha ekleyerek öğrencilere biraz esneklik payı bırakmak için F harf notunu sisteme eklemişti. F eklenince, E notu öğrencinin başarısının %75 ila %79 arasında olduğu tespit edilmiş oluyordu.
Bu not ölçüm sistemi, Amerika’da yaygınlaşmaya başlayınca F, sezgisel olarak başarısızlığı temsil ettiği için ölçeği sadeleştirmek adına E zamanla yok oldu.
Öncelikli olarak Amerika’da yaygınlaşan not sistemi, daha sonra tüm dünyada uygulanır hale gelmiştir. Günümüzde bazı üniversitelere göre puanlama sistemi değişkenlik gösterse de genellikle iki harften oluşan not sistemi esas alınıyor. Bu iki harfli not sisteminin katsayısı da 4.0 ölçeği üzerinden değerlendirilmekte. Notlar ve harf karşılıkları ise şu şekildedir:
Yorumlar (0)