Edebiyat ya da sinemada korku dediğimiz zaman aklımıza zombiler ve vampirlerle beraber gelen ilk karakterler kurt adamlardır. Dolunay zamanında korkunç canavarlara dönüşen bu karakterler, son yıllarda yapılan kurt adam dizileri ile bir hayli yakışıklı hale geldiler. Ancak yakışıklı olmaları ne bu yapımların daha korkunç olmasını engelledi ne de kurt adam dizileri izleyerek uykularımızın kaçmasına mani oldu.
Kurt adam dizileri yalnızca bu karakterler üzerine kurgulanmıyor. Pek çoğu aksiyon dolu hatta bazen romantik dramalar oluyor. Elbette neredeyse hepsinde kadim düşmanları vampirler ile savaştıklarını söylemeye gerek bile yok. Yüzlerce yıllık kurt adam efsanesini günümüz dünyasına uyarlayarak korkuya yeni anlam getiren en iyi kurt adam dizileri ve anlatılan hikayelere gelin daha yakından bakalım.
Wolf Lake kısa ömürlü bir dizi olsa da 2000’li yıllardan sonra örnekleri ile sıkça karşılaştığımız gençlik kurt adam dizileri için önemli bir yol gösterici olmuştur. Dizi, ABD Seattle’da bulunan Wolf Lake isimli bir bölgenin kurt adamlar tarafından ele geçirilmesini anlatıyor. Ancak bu ele geçirilme süreci bir anda ortalığı canavarların basması şeklinde değil, yakışıklı canavarların kasaba lisesine başlamasıyla oluyor.
Efsane The Vampire Diaries serisinin bir yan hikayesi olan Legacies, seride anlatılan olaylardan iki yıl öncesini anlatıyor ama bağımsız olarak da izlenebilir. Dizide karşımıza; cadı, kurt adam ve vampir melezi bir genç adam çıkıyor. Elbette, bu genç adam kanını aldığı canavarlara ait en güçlü özelliklerle donatılmıştır. Ebeveynlerinin kendisine bıraktığı bu önemli mirası korumaya çalışan genç adam, aynı zamanda insanların dünyasında kendini aşkın kollarına kaptıracaktır.
Wolfblood dizisinde klasik bir kurt adam efsanesi ile karşılaşıyoruz. Dilediği zaman kurt adama dönüşebilen ama dolunay zamanında istemsiz olarak vahşileşen bir aile ve ailenin genç oğlu, yaşadıkları kasabada bu kurt kanına sahip tek insanlardır. Yapmaları gereken tek şey bu önemli sırrı olabildiği kadar saklamaktır. Ancak ansızın vahşileşen bu insanların kendilerini saklamaları kolay olmayacaktır.
The Originals dizisi de tıpkı Legacies gibi The Vampire Diaries serisinin bir yan hikayesidir ama bağımsız olarak da izlenebilir. Dizide, bin yaşındaki ilk soylu vampir ailesi The Originals adıyla anılmaktadır. İlk kana sahip olan bu aile şehre dönerek kaybettikleri her şeyi geri almak isterler. Ancak karşılarında binlerce yıllık düşmanları olan kurt adamlar vardır. İki tür arasındaki bu kadim mücadele, günümüz dünyasında yeniden alevlenecektir.
Brian McGreevy tarafından kaleme alınan aynı isimli romanın dizi uyarlaması olan Hemlock Grove, yalnızca bir korku hikayesi anlatmakla kalmıyor aynı zamanda korku diyarı olarak bilinen Pennsylvania’da yaşanan sınıfsal adaletsizliği de gözler önüne seriyor. İki genç kızın öldürülmesi sonucu Peter Rumancek bir kurt adam olmakla ve kızları öldürmekle suçlanır. Evet, o bir kurt adamdır ama katil değildir. Dizide, bir canavarın masumiyetini kanıtlamasının sıradışı öyküsünü izliyoruz.
Bilenler bilir, kurt adam hikayesinin iyisi Kanada’dan çıkar. Bitten dizisi de Kelley Armstrong tarafından kaleme alınan ve kadınlar üzerinden doğaüstü dünyaların anlatıldığı bir kitap serisinin Kanada yapımı dizi uyarlamasıdır. Elena Michaels eski nişanlısı tarafından kurt adama dönüştürülmüş ve sonra ortada bırakılmıştır. Toronto’da yeni bir hayata başlamak isteyen Elena, bir kadın olmanın zorluklarının yanı sıra aynı zamanda bir kurt adam olmanın zorluklarıyla da mücadele etmeli ve hayatta kalmalıdır.
The Order dizisi ile kurt adam efsanesine farklı bir açıdan bakıyoruz. Dizide, genç bir adam üniversite okumak için gibi görünse de aslında öldürülen annesinin intikamını almak için Belgrave isimli bir şehre gider. Burada bazı ipuçları toplayarak annesinin cinayetini çözmeye çalışır ancak karşısına ilk çıkan kurt adamlar, ikinci çıkan ise kara büyü cadıları olacaktır. Genç adam, cadılar ve kurt adamlar arasında yaşanan bir savaşın ortasında bulur kendisini.
Herkes tarafından bilinen Grimm Masalları’nın tam olarak uyarlaması olmasa da ilham alınarak yapılan Grimm dizisi, normal bir polisiye dedektiflik öyküsü olarak başlıyor. Dedektifin cinayet soruşturmaları derinleştikçe, yaşanan olayların ardında normal gibi görünen canavarların olduğu anlaşılır. Olaylar geliştikçe dedektifimizin doğaüstü güçlerle savaşan avcıların soyundan geldiğini öğrenmesi ise hiç de şaşırtıcı olmayacaktır.
Cassandra Clare tarafından kaleme alınan The Mortal Instruments isimli kitabın dizi uyarlaması olan Shadowhunters, doğaüstü güçlerle savaşan bir grup insanın hikayesini anlatıyor. Dizide farklı dünyalar vardır ve bu dünyalardan biri olan bizimki, devamlı farklı dünyalardan gelen yaratıklar tarafından saldırıya uğramaktadır. Kurt adamlar, vampirler, cadılar ve daha nice canavar birlik olmuş saldırırken, bizi korumaya çalışan yalnızca bir avuç insandır.
Hikayeyi bilirsiniz; bir canavara iki dakika insan ol demişler de kaç dakikam kaldı diye sormuş. Being Human da benzer bir hikaye anlatıyor. Bir kurt adam, bir vampir ve bir hayalet ev arkadaşı olmak zorunda kalıyor ve bir şekilde geçinmeye çalışıyorlar. Korkunç efsanelere konu olan olan bu üç farklı türdeki düşman yaratığın, günümüz dünyasında insan gibi yaşama mücadelesi gerçekten komik anlara sahne oluyor.
Geleceğe Dönüş serisinin sevilen aktörü Michael J. Fox’un başrolünde olduğu 1985 yapımı Teen Wolf dizisi, genç kurt adam hikayelerinin atası olarak kabul ediliyor. Ancak bilinenin aksine dizideki kurt adam hiç de öyle kanlı şeyler yapmıyor. Her genç gibi vücudundaki değişimlerden korkuyor ve bunlara bir şekilde ayak uydurmaya çalışıyor. Korku komedi sevenler buram buram 80’ler kokana bu yapımı kaçırmasınlar.
Efsanelerde anlatılan korkunç kıllı yaratıkları yakışıklı gençler haline getiren kurt adam dizileri ve anlattıkları hikayelerden bahsettik. Gerçek korku arayanlar için belki bu diziler yeterli gelmeyecektir ancak yıllardır süren bu yapımlar sayesinde korku dünyasının bir basamak atladığını ve yeni yapımların önünün açıldığını söylemek gerekiyor.
Yorumlar (0)