Yazdığınız, söylediğiniz, talep ettiğiniz şeye göre size çıktılar veren üretken yapay zekâlar bir anda hayatımıza girdi. Bir anda gördüğümüz şey karşısında büyülendik ve ona çabucak alıştık. Artık Webtekno’da bile bazı içeriklerin görsellerini tamamen yapay zekâ ile üretiyor, bunu söyleme gereği bile duymuyoruz.
İşte asıl tehlike de burada başlıyor. ChatGPT, Midjourney gibi araçlar kötü amaçlarla kullanılmamaları için sınırlandırılsa da aynı teknolojik patikaları takip edip tam olarak kötü amaçlarla geliştirilen yapay zekâlar da var. Şöyle düşünün: Daha 2 yıl önce insanların fotoğraflarını çıplak hale getiren mobil uygulamalar gündemdeydi, şimdi kötü niyetli birine çıplak görmek istediği kişinin vesikalık fotoğrafı bile yetiyor. Tabii bu işin sosyal sorunlar boyutu. Bir de söz konusu silahlar ve savaşlardaki kötü niyet olunca sular epey bulanıyor.
Bu ihtimaller karşısında hep yüreğimize su serptik ve “Daha çooook var!” dedik. Ancak görüyoruz ki bugüne kadar ürettiklerimizi kullanarak kendi kendisine öğrenen bir yazılım, şimdilik çok da insansı olmayan yanıtlarıyla hepimizi şaşkına çevirebiliyor. Bunu yapabiliyorsa etik değerlere sahip olmayan bir robotun öldürme komutunu yerine getirmeyeceğini kim garanti edebilir?
Yoshua Bengio’yu ilk kez görmüş olabilirsiniz. Ancak günümüzde “üretken yapay zeka” dediğimiz, bugüne kadar üretilmiş metinleri, görselleri tarayıp öğürenebilen ve size özgün yanıtlar vermeye çalışan sistemlerin babası. 90’lı ve 2000’li yılların başında Bengio’nun yaptığı çalışmalar, ChatGPT ve Midjourney gibi araçların temelini oluşturuyor.
Elbette Bengio kadar etkili ve başarılı onlarca bilim insanı ve mühendis var, ancak kendisinin görüşleri, aynı zamanda yapay zekânın geleceğine de ışık tutuyor.
Kişisel web sitesinde yayınladığı blog yazısında yapay zekânın gelişimiyle yaşanacak potansiyel sorunlara değinen Bengio; bir noktada konuyu güvenliğe getiriyor:
“Henüz bir yapay zekâ aracını nasıl kontrol edilebilir hale getireceğimizi ve böylece insanlığın güvenliğini nasıl garanti edeceğimizi bilmiyoruz! Yine de biz -ben de dahil- bu tür sistemleri inşa etme yolunda hızla ilerliyoruz”
Yapay zekâ sistemlerini geliştiren ve şu anda kullanan herkesin farkına varmak istemediği tehlikelere ve bu durumun psikolojisine değinen Yoshuo, “Bu tür düşünceleri sindirmek zordur. Zordur çünkü bu düşünceleri takip eden mantıksal sonuçları kabul etmek; kendi rolümüzü, işimizin değerini, kendi değer anlayışımızı sorgulamak anlamına gelir” diyor ve ekliyor:
“Çoğumuz kendimizi temelde iyi ve erdemli bir amaca sahip olan, üyesi olduğumuz topluluk ya da topluma faydalı olacak bir şeye katkıda bulunan biri olarak görmek isteriz. Olumlu bir imaja sahip olmak, işimiz hakkında iyi hissetmemizi sağlar ve bize ilerlemek için motivasyon ve enerji verir. Büyük ölçüde yıkıcı olabilecek bir şeye katkıda bulunmuş olabileceğimiz fikriyle yüzleşmek acı verici.”
“İnsan doğası, bu tür olasılıkların tüm dehşetiyle yüzleşmek yerine daha güven verici argümanlarda rahatlık aramaya yönlendirecektir. Yapay zekânın faydalarını masaya yatırmak, yapay zekânın nükleer savaş ve salgın hastalıklar ile aynı düzeyde kötü sonuçlara sebep olma ve hatta varoluşssal risk içermesi durumunu telafi etmek için yeterli değildir.”
Yorumlar (0)