Yaz aylarının gelmesi ile daha çok ortaya çıkan ve hem çıkardıkları ses hem de ısırıkları ile bize hayatı zindan eden sivrisineklerin üç binden fazla türü bulunuyor. Ayrıca sıtma ve batı Nil virüsü gibi hastalıklarda taşıyıcı rol oynadıkları için her yıl dünya çapında iki milyona yakın ölüme sebep oluyorlar. Size şaşırtıcı gelebilir ama aslında bu kadar tehlikeli olmalarının sebebi “minnak” olmaları.
Peki ya sivrisinekler insan boyutlarında olsalardı ne kadar tehlikeli olurlardı, o büyüklükteyken yaşayabilirler miydi? Gelin, bu sorulara cevaplar bulalım.
Çünkü dişi sivrisinekler yumurtlayabilmek ve nesillerini devam ettirebilmek için sadece hayvan kanında bulunan protein ve lipitlere ihtiyaç duyar. Bu sebeple sadece dişi sivrisinekler bizi ısırır.
Standart bir sivrisinek 2.5 mg ağırlığındadır ama 40 adet yumurta üretebilmek için 1 mg kadar kana ihtiyaç duyar. Ortalama iki ila altı hafta olan ömürlerinde ise üç yüze yakın yumurta bırakabilirler.
Bir dişi sivrisinek bir insan boyutunda olup yaklaşık 79 kg olsaydı ve yaşamı boyunca vücut ağırlığının üç katı kana ihtiyaç duysaydı 300 yumurta için 237 litre kana ihtiyaç duyardı.
İnsan vücudunda ortalama 5 litre kan olduğunu varsayarsak bir sivrisineğin yumurtlayabilmek için ortalama 47 insanın kanını son damlasına kadar emmesi gerekirdi.
Sivrisinekler devasa bir boyuta gelecekleri için belki de yeni bir av türü olabilirlerdi. Diğer yandan kuş, yarasa ve örümcek gibi hayvanların sivrisinek yumurtalarını ve lavralarını yemesi sivrisinek popülasyonlarını azaltabilirdi.
Ayrıca insan boyutundaki sivrisinekler büyükbaş hayvanları öldürerek et endüstrisinde ve doğada kaos yaratırdı.
Muhtemelen hayır. Eklem bacaklılar, dallanan bir soluk borusuna bağlanan “spiracles” adı verilen açıklıklardan nefes alır. Böylece vücutlarında oksijenin dağılması sağlanır. Ayrıca bu sistem nedeniyle, atmosferde bulunan oksijen miktarı onların büyümelerini sınırlar.
Karbon Çağı’nda Dünya’daki oksijen miktarı neredeyse %35’ti. Bu sebeple o zamanlarda eklem bacaklılar devasa boyutlardaydı ancak günümüzde atmosferde oksijen miktarı %21 oranında.
Bu oran, insan boyutunda bir sivrisinek için yeterli değil. Yeterli olsa bile sivrisineklerin bu ağırlığı kaldırabilmek için daha güçlü bir dış iskelet sistemi geliştirmeleri gerekirdi. Ayrıca yaşamlarını sürdürebilmek için daha fazla nektara ihtiyaçları olduğu için muhtemelen açlıktan ölürlerdi.
Bu sivrisinekler diğer sineklerden 20 kat daha büyükler ve sadece Kuzey Amerika’ya özgüler. Ayrıca bu sinek türü o kadar büyük ki kıyafetlerinizin üzerinden bile sizi ısırabilirler.
Aynı zamanda sivrisinekler soğuk kanlı oldukları için 26 derecenin üzerindeki sıcaklıklara ihtiyaç duydukları için küresel sıcaklıkların artmasıyla “Gallinipperlar” menzillerini ve popülasyonlarını kolaylıkla arttırabilirler.
Yorumlar (0)