Popüler romanlardan fark edilmeyen küçük hazinelere kadar her zevke uygun öneriler bu listede. Yani “Ne okusam?” diye düşünüp kararsızlıktan online alışveriş sepetini temizleyenlerdenseniz, sizi yormayacak, cüzdanınızı da üzmeyecek kitapları bir araya getirdik.
’’Bu içerik 31.05.2025 tarihinde oluşturulmuştur, bu içeriğe erişim sağladığınız zamana göre listelenen ürün fiyatlarında değişiklikler olmuş olabilir.’’
1980’lerin başı, İrlanda kırsalı. Ailesi tarafından hiç tanımadığı Kinsella çiftine bırakılan küçük bir kız çocuğu... Emanet Çocuk, onun gözünden aile, ev ve sevgiye dair yepyeni anlamların keşfini anlatıyor. Keegan, pastoral İrlanda atmosferini ve taşranın sertliğini yalın ama derinlikli bir dille sunuyor.
Kitabı satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Anne ve babası ayrıldıktan sonra krizler geçirmeye başlayan genç Antonio’ya epilepsi teşhisi konur. Ailesi, umutla Marsilya’daki bir uzmana başvurur. Teşhis geçicidir ama emin olmak için Antonio’nun iki gün boyunca uykusuz kalması gerekir. Yanında ise onu izlemekle görevli biri olacaktır: Babası.... Böylece baba-oğul, Marsilya sokaklarında geçen 48 saatlik bir yürüyüşe çıkar. Müzikten felsefeye, aşktan hayata her şeyi konuştukları bu uzun gece-gündüz boyunca birbirlerini gerçekten tanımaya başlarlar.
Kitabı satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Prometheus miti, aslında günümüz insanının kendisiyle olan mücadelesini anlatıyor. Sürekli üretmeye ve daha fazlasını yapmaya çalışan modern birey, özgür olduğunu sansa da aslında zincirlenmiş durumda. Her gün yeniden büyüyen ciğeriyle kartala yem olan Prometheus gibi, bugünün insanı da kendi içindeki başarma zorunluluğuyla savaşıyor. Bu kartal, onun kendi alter egosu; yani kendini tüketen ikinci bir benliği. Bu döngüde asıl acı fiziksel değil, bitmek bilmeyen yorgluk ve bu yorgunluk hali, modern toplumun ortak duygusu hâline geliyor.
Kitabı satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Victoria dönemi Londra’sında yaşayan bir bilim insanı, icat ettiği zaman makinesiyle 802.701 yılına gider. Gelecekte kaygısız bir hayat süren narin Eloi’ler ve yeraltında yaşayan karanlık Morlock’larla karşılaşır. H.G. Wells, bu klasik eserinde sınıf ayrımını, toplumsal adaletsizliği ve ilerlemenin yönünü sorgularken, geleceğe dair karanlık bir tablo çizer.
Kitabı satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Farabî’nin en olgun eseri sayılan Mutluluğun Kazanılması, insanın hem bu dünyada hem de öte dünyada mutluluğa ulaşması için gereken erdemleri ele alır: Teorik, fikrî, ahlaki erdemler ve pratik sanatlar. Bu erdemlerin bireyde nasıl şekillendiğini, topluma nasıl aktarıldığını inceler. Yönetici, eğitim, sınıflar, filozof ve din gibi kavramlar üzerinden Farabî, kendi siyaset anlayışını temellendirir.
Kitabı satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
İkinci Dünya Savaşı’nın gölgesinde, yaşlı bir general yıllar önce ansızın ortadan kaybolan çocukluk arkadaşını bekler. Aradan tam kırk bir yıl geçmiştir ama içindeki sorular hâlâ yanıtlanmamıştır. Mumlar Sonuna Kadar Yanar, sadakat, kıskançlık ve dostluğun sınırlarını sorgulayan, insan doğasına dair derin bir yüzleşme sunuyor. Marai’nin en çarpıcı romanlarından biri.
Kitabı satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Ia Genberg’in ödüllü romanı Detaylar, geçmişin zihin kıvrımlarında kalan ilişkilerini bir sıtma nöbetinin tetiklediği anlarla gün yüzüne çıkarıyor. 1980’lerin Stockholm’ünde geçen hikâyede anlatıcı eski ev arkadaşları, sevgililer ve dostlarla olan bağlarını hatırlarken bugünün insanına dair ince bir portre çiziyor. Avrupa edebiyatında adından söz ettiren güçlü bir ses.
Kitabı satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
İrade Eğitimi, kendine hâkim olmayı zorlaştıran duyguları bastırmanın ve iradeyi güçlendiren alışkanlıkları geliştirmenin yollarını, örneklerle anlatan bir rehber. Öğrencilerden öğretmenlere, masa başı çalışanlardan araştırmacılara kadar herkesin faydalanabileceği bu kitap, Payot’nun dört yıllık gözlem ve düşünce sürecinin ürünü. Bilimsel yaklaşımıyla hâlâ yol gösterici bir kaynak.
Kitabı satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Japon edebiyatının en çarpıcı seslerinden Osamu Dazai, İnsanlığımı Yitirirken’de topluma ayak uyduramayan bir adamın içten ve sarsıcı hikâyesini anlatıyor. Dazai’nin hayatıyla da kesişen bu roman çocukluğundan beri kendini başarısız gören Yozo’nun, dışarıya neşe saçan ama içinde büyük bir utanç taşıyan ruh hâlini gözler önüne seriyor. Kendi canına kıyma girişimleri ve toplumsal rollerin altında ezilen bir adamın itiraf defteri gibi okunuyor. Japonya’nın en çok okunan kitaplarından biri olması boşuna değil.
Kitabı satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Yorumlar (0)