Basit bir soru gibi görünse de aslında cevabı pek de sanıldığı gibi değil.
Çoğunluğun düşündüğü “toprak” da ne yazık ki doğru cevap değil. Peki ya ne?
Petrol yatakları, yer yüzeyinin binlerce metre altında, genellikle kumtaşı ya da kireçtaşı gibi taşlarda bulunuyor. Bu kayalar, yüzeydeki gözlemlerimizden farklı olarak yer altındaki yüksek basınç altında sıkışmış sıvı ve gazlarla dolu oluyor.
Petrol kuyuları açılınca yer altındaki basınç düşüyor. Bu basınç azalması, çevredeki suyun ve gazın, daha düşük basınca sahip olan boşluğu doldurmasına neden oluyor. Bu doğal süreç, sıvıların ve gazların kayadaki gözeneklerde hareket etmesini sağlıyor.
Petrol sismoloğu Chris Liner bu durumu şöyle açıklıyor: "Tıpkı sahilde bir çukur kazmak gibi, etrafındaki kumdaki su, çukurun düşük basınç bölgesine akar."
Yani basınç farkı, çevredeki suyun bu düşük basınç bölgesine doğru hareket etmesine yol açıyor ve böylece boşluk hızla dolmaya başlıyor.
Bunun yanında merak edilen bir konu daha var. Yer altındaki petrol kuyularındaki bu hareketlilik, büyük depremlere yol açmıyor. Sondaj kaynaklı depremler Richter ölçeğinde -2 ile -4 arasında ölçülen küçük sarsıntılar olarak geçiyor Bu da traktör geçtiğinde çıkan gürültünün neredeyse binde biri kadar bir şey.
Yorumlar (0)