Netflix’teki "Dünyanın En Zorlu Hapishaneleri" adlı programın her bölümünde farklı bir ülkenin hapishane koşullarını ele alıyor. İşlemediği bir suç nedeniyle İngiltere’de yıllarca hapis yatan Raphael Rowe, bu kez dünyanın farklı yerlerindeki hapishanelere gönüllü olarak girerek şartların nasıl olduğunu izleyicilere aktarıyor.
Genellikle kötü şartlar sunan ülkelerde bulunan hapishanelerde mahkum olmanın nasıl bir şey olduğunu aktaran programın en dikkat çeken bölümlerinden biri de Paraguay bölümü. "Köpek bağlasan durmaz" deyimi bu ortam için fazlasıyla uygun.
Fazla kalabalık. Kapasitenin 4 katı mahkum bulunduğu için çoğu kişi yerde yatmak zorunda. Prison Break’in 3. sezonundaki Panama hapishanesinden bile daha berbat bir ortam mevcut. Düşmanınızın başına bile gelsin istemezsiniz.
Çünkü 125 mahkuma bir gardiyan düşüyor parasızlık nedeniyle, baş etmeleri imkansız bu yüzden.
İsteyenler kokain içiyor rahat rahat, müdahale eden yok.
Hatta çöplerden buldukları işe yarar şeyleri birbirlerine satabiliyorlar.
En üst tabakada bulunanların ise televizyonu, restoranı, bilardosu bile bulunuyor.
Hepsi de mahkumlar tarafından işletiliyor, kontrol ediliyor. Çünkü yetkililer herhangi bir tesis yapmıyor. Zamanla içerideki ekosistem büyüyerek mega bir hapishane-kasaba olmuş durumda.
Üç odadan oluşan lüks süitin içinde toplantı salonu, kütüphane, LCD TV, klima, yazıcı, buzdolabı, mutfak, oturma grubu dahi bulunuyor.
5 sezondan oluşan programda henüz Türkiye bölümü bulunmuyor. İzin verildiği takdirde Geceyarısı Ekspresi filminin gerçekçi olup olmadığı global izleyici için bir fikir verebilir.
Yorumlar (0)